Bahis Bağımlılığı Nasıl mı Başladı?
Her şey bir maçla başladı. Galatasaray’ın şampiyonluk mücadelesinde son dakikada attığı gol, bir anda beni heyecana boğdu. O günden sonra, maçları sadece izlemekten çok daha fazlası haline geldi.
Bahis oynamaya başladım. İlk başta küçük miktarlar, sadece eğlence amaçlı. Ama kazandığımda, o heyecan, o adrenalin beni sarstı. Bir sonraki maç için daha yüksek bahislerle oynamaya başladım.
İlk borçlar önemsizdi, “Birkaç maç kazanırsam telafi ederim” diye kendime ikna ediyordum. Ama kazanan taraf her zaman ben değildim. Kaybettiğimde, daha büyük bahisler yaparak kaybettiğimi telafi etmeye çalıştım.
Bu döngü, hayatımı ele geçirdi.
Yalanlar, gizli hesaplar, borçlar… Ailem, benim bu bağımlılığımı fark etmeye başladı. Eşim, çocuklarım, gözlerindeki korku ve hayal kırıklığı beni paramparça etti. Ama ben, “Bir daha asla,” diye kendime tekrarladığım halde, her seferinde sözümü kırdım.
İşimi kaybettim. Çünkü her gün, maçlar için bahis yapmaya, kazanmaya odaklanmıştım. Borçlar, bankalara, arkadaşlara, aileye borçlandım. Herkes beni terk etti, beni bir kumarbaz olarak gördüler. Artık yalnızdım, karanlık bir kuyunun dibinde.
Bir sabah uyandığımda, her şey çökmüştü. Evimizi kaybettik, ailem beni terk etti. Bankalar kapımızı çalıyordu, borçlarımın ağırlığı beni ezmişti. O zaman anladım, spor bahislerinin bana ne kadar büyük bir zarar verdiğini.
Şimdi, her günün bir ceza gibi hissediyorum.
Yalanlarımın, borçlarımın, ailemin dağılmasının acısıyla boğuşuyorum. Spor bahisleri, hayatımı mahvetti. Ama umutsuz değilim. Bir daha asla bahis oynamayacağım. Bu acıdan ders çıkardım.
Umarım bir gün, aileme ve kendime olan güvenimi geri kazanabilirim.